30 Ekim 2010 Cumartesi

MERHUM HACI ALİ YAVRUOĞLU, DUALAR ve GÖZYAŞLARIYLA HAKK'a UĞURLANDI

Akçaabat Doğanköy Beldesi halkından Hacı Ali YAVRUOĞLU bugün (30/10/2010-cumartesi) Öğle namazını müteakip Doğanköy Beldesi Halilulrahman Camii Avlusunda çok kalabalık bir cemaat tarafından kılınan cenaze namazının ardından aynı yerdeki aile kabristanlığına dualarla defnedildi.


Mehum Hacı Ali YAVRUOĞLU, Karikatürist Yazar Harun YAVRUOĞLU'nun babası ve Numune Hastanesi Doktorlarından Dr. Miraç Ali YAVRUOĞLU'nun dedesi, Araştırmacı Yazar Muhammet YAVRUOĞLU'nun amcasıdır. 

   
Merhum YAVRUOĞLU, çevresi tarafından çok sevilen, dindarlığı ve iyilikleri, güleryüzlüğü ile tanınan çok değerli bir insandı. O yeri doldurulması zor bir kişiydi. Onun erken denecek bir yaşta vefatı herkesi derinden üzdü.


Merhuma Allah'tan Rahmet, Sevenlerine ve Kederli Ailesine de Sabırlar Dileriz.


30.10.2010

HACI ALİ YAVRUOĞLU, HAKK'IN RAHMETİNE KAVUŞTU

Akçaabat Doğanköy Beldesi Halkından Hacı Ali Yavruoğlu (Motorlu Telgraf Dağıtıcısı) tedavi gördüğü Nümune Eğitim ve Araştırma Hastanesinde bugün (29/10/2010 Cuma Günü) Saat 09.30'da Hakk'ın Rahmetine kavuşmuştur.
 

Merhum Hacı Ali Yavruoğlu'nun cenazesi yarın (30/10/2010 Cumartesi Günü) öğle namazını mütakiben Doğanköy Beldesi Halilulrahman(Zindali Mah.) Camiinde kılınacak cenaze namazından sonra Doğanköy Beldesindeki aile kabristanlığına defnedilecektir.


Mehum Hacı Ali YAVRUOĞLU, Karikatürist Yazar Harun YAVRUOĞLU'nun babası ve Numune Hastanesi Doktorlarından Dr. Miraç Ali YAVRUOĞLU'nun dedesidir. Merhum YAVRUOĞLU, çevresi tarafından çok sevilen, dindarlığı ve iyilikleri, güleryüzlüğü ile tanınan çok değerli bir insandı. O yeri doldurulması zor bir kişiydi. Onun erken denecek bir yaşta vefatı herkesi derinden üzdü.


Merhuma Allah'tan Rahmet, Ailesine, Eş, Dost, Akraba ve Sevenlerine Sabırlar Dileriz.


29.10.2019

29 Ekim 2010 Cuma

CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN



Bu gün: 29.10.2010, TÜRKİYE CUMHURİYET'inin Kuruluş Yıl Dönümü; CUMHURİYET BAYRAMI olarak kutlanmaktadır.

Bu anlamlı günde Hür ve Demokratik Cumhuriyetin temel değerlerine yürekten inanmanın ve başta Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları ve diğer bu Vatanın kurtuluşunda emeği bulunanlar olmak üzere değerli varlığımız Cumhuriyetin kurucuları, tüm şehitlerimizin aziz ruhlarına Allah’tan sonsuz rahmet diler, Kahraman Şehit ve Gazilerimize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize minnet ve şükranlarımızı sunarız.

Bu yıl 87.'sini kutladığımız CUMHURİYET BAYRAMI; Türk tarihinin en büyük bayramlarındandır. Gücünü ve kaynağını halkın hür iradesinden alan ve Büyük Önder Atatürk’ün “En Büyük Eserimdir” diyerek, bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizin kuruluşunun 87. yıldönümüne erişmenin sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz.

Eşine ender rastlanacak olan Allah'ın bir Lütfü; Kutsal Vatanımız Türkiye'mizin ve Büyük Türk Milleti’nin her tür tehdit ve tehlikelere karşı korunup, savunulması gençlik ve bireyleri olarak en büyük görevimiz ve sorumluluğumuzdur.

Büyük Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti'nin şanlı geçmişini bilerek, onu koruyup aydınlık geleceğe taşımakla yükümlüdür. Türkiye’nin lanetlenmiş terörle mücadelesi hiç kimsenin haklılığını sorgulayamayacağı ve tartışamayacağı bir olgudur. İçten ve dıştan gelen her türlü bağnaz, bölücü ve yıkıcı tehlikelere karşı Milletimiz her zaman Türkiye Cumhuriyeti'ni korumuştur. Şartların zuhur etmesi halinde saldırgan ve hain güçlere karşı mutlaka koruyacaktır. Bundan dost ve düşman hiç kimsenin şüphesi olmasın.

Türk Milleti, Büyük Türkiye Cumhuriyeti’ni geleceğe taşımak azim ve kararlığındadır. Bu husus her Türk vatandaşının mukaddes bellediği dini, milli ve en şerefli bir görevdir. Bu vatanda vatandaş olma şerefine erişen her ferdin kendisine, aile ve çocuklarına ve gelecek nesillerine karşı bir namus borcudur.

Milletimiz; Cumhuriyet rejimi ile kazandığı erdem ve değerleri, toplum hayatımızın vazgeçilmez unsuru olarak benimsemiştir. Her kademeden Milletimizin milli ve manevi değerlerine takoz olmaya çalışan ve İslam’la şereflenmiş Türk’ün bağımsızlığını tehlikeye atanlara ya da atmak isteyenlere karşı top yekûn mücadelesi, azmi ve kararlığı artarak devam edecektir. Bu Millet; bu zamana kadar iç ve dış düşmanların oyun ve tuzaklarına karşı karşılaştığı bütün sorunları, Cumhuriyete olan bağlılığı, birlik ve beraberliği sayesinde ödün vermeden aşmayı bilmiştir. Bu Büyük Millet, dün büyük lideri Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının etrafında kenetlenerek savaş vermiş ve bu savaşı kazanmıştır. Bugün de, yarın da her türlü düşmana karşı dışarıda bağımsızlık, içeride ulusal egemenlik için savaş vermeye ve bu savaşı kazanmaya Allah’a yemin ederek söz vermiştir.

Bilinmelidir ki, Büyük Türk Milletinin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatma azmi, tüm hain ve işbirlikçileri yok edecek, bunlara asla fırsat vermeyecektir. Türkiye Cumhuriyetinin çocukları ve gençleri almış oldukları bu kutsal mirası ilelebet koruyacaklardır.
Gençler; Tam Bağımsızlık, Demokrasi, Adalet ve Cumhuriyet emaneti öncelikle sizlerin omuzlarındadır. Bu mukaddes emaneti canınızdan aziz bilip, şartlar her ne olursa olsun, bu aziz vatanınıza sahip çıkacaksınız. Hz. Kur’an dan, İslam’ın Yüce Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa(S.A.V.)’den ve tarihinizden ilhan ve dersler alarak, kendinizi yetiştirecek ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini çok, çok okuyacaksınız ki, sizlere kast eden ve edecek olan düşmanlara karşı gücünüz, imanınız ve azminiz asla kaybolmasın.

Ay-Yıldızlı Şanlı Bayrağımızın dalgalandığı bu topraklarda yaşamak hepimiz için, çocuklarımız için ve gelecek bütün nesillerimiz için en büyük ve kutsal bir haktır. Bu durum Allah'ın izni ile ilelebet böylece devam edecektir.

Bu duygularla varlığımızın ve bağımsızlığımızın teminatı Cumhuriyetimizin 87.Yılını kutlamanın huzur ve güveni içerisinde TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ'nin sonsuza kadar güçlü, hür ve bağımsız olarak yaşaması azim ve kararlığıyla Büyük Türk Milleti'nin bu büyük milli bayramını en içten dileklerimizle kutlarız.

Bu Cumhuriyeti kuranlara ve Cumhuriyetimizin, Milli ve Manevi Değerlerimizin yaşaması için canlarını hiçe sayarak fedakârlık yapanlara Allah’tan rahmet, sonsuz sevgi, saygı ve şükranlarımız arz ederiz.

"CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN"

Muhammet YAVRUOĞLU
Araştırmacı Gazeteci Yazar

CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN

Bugün, TÜRKİYE CUMHURİYET’inin Kuruluş Yıl Dönümü; CUMHURİYET BAYRAMI olarak kutlanmaktadır.



Bu anlamlı günde Hür ve Demokratik Cumhuriyetin temel değerlerine yürekten inanmanın ve başta Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları ve diğer bu Vatanın kurtuluşunda emeği bulunanlar olmak üzere değerli varlığımız Cumhuriyetin kurucuları, tüm şehitlerimizin aziz ruhlarına Allah’tan sonsuz rahmet diler, Kahraman Şehit ve Gazilerimize, Türk Silahlı Kuvvetlerimize minnet ve şükranlarımızı sunarız.

Bu yıl 87.sini kutladığımız CUMHURİYET BAYRAMI; Türk tarihinin en büyük bayramlarındandır. Gücünü ve kaynağını halkın hür iradesinden alan ve Büyük Önder Atatürk’ün “En Büyük Eserimdir” diyerek, bizlere emanet ettiği Cumhuriyetimizin kuruluşunun 87. yıldönümüne erişmenin sevincini ve mutluluğunu yaşıyoruz.


Eşine ender rastlanacak olan Allah’ın bir lütfü; Kutsal Vatanımız Türkiye’mizin ve Büyük Türk Milleti’nin her tür tehdit ve tehlikelere karşı korunup, savunulması gençlik ve bireyleri olarak en büyük görevimiz ve sorumluluğumuzdur.


Büyük Türk Milleti, Türkiye Cumhuriyeti’nin şanlı geçmişini bilerek, onu koruyup aydınlık geleceğe taşımakla yükümlüdür. Türkiye’nin lanetlenmiş terörle mücadelesi hiç kimsenin haklılığını sorgulayamayacağı ve tartışamayacağı bir olgudur. İçten ve dıştan gelen her türlü bağnaz, bölücü ve yıkıcı tehlikelere karşı Milletimiz her zaman Türkiye Cumhuriyeti’ni korumuştur. Şartların zuhur etmesi halinde saldırgan ve hain güçlere karşı mutlaka koruyacaktır. Bundan dost ve düşman hiç kimsenin şüphesi olmasın.


Türk Milleti, Büyük Türkiye Cumhuriyeti’ni geleceğe taşımak azim ve kararlığındadır. Bu husus her Türk vatandaşının mukaddes bellediği dini, milli ve en şerefli bir görevdir. Bu vatanda vatandaş olma şerefine erişen her ferdin kendisine, aile ve çocuklarına ve gelecek nesillerine karşı bir namus borcudur.


Milletimiz; Cumhuriyet rejimi ile kazandığı erdem ve değerleri, toplum hayatımızın vazgeçilmez unsuru olarak benimsemiştir. Her kademeden Milletimizin milli ve manevi değerlerine takoz olmaya çalışan ve İslam’la şereflenmiş Türk’ün bağımsızlığını tehlikeye atanlara ya da atmak isteyenlere karşı top yekûn mücadelesi, azmi ve kararlığı artarak devam edecektir. Bu Millet; bu zamana kadar iç ve dış düşmanların oyun ve tuzaklarına karşı karşılaştığı bütün sorunları, Cumhuriyete olan bağlılığı, birlik ve beraberliği sayesinde ödün vermeden aşmayı bilmiştir. Bu Büyük Millet, dün büyük lideri Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşlarının etrafında kenetlenerek savaş vermiş ve bu savaşı kazanmıştır. Bugün de, yarın da her türlü düşmana karşı dışarıda bağımsızlık, içeride ulusal egemenlik için savaş vermeye ve bu savaşı kazanmaya Allah’a yemin ederek söz vermiştir.


Bilinmelidir ki, Büyük Türk Milletinin sarsılmaz iradesi ve Cumhuriyetimizi sonsuza kadar yaşatma azmi, tüm hain ve işbirlikçileri yok edecek, bunlara asla fırsat vermeyecektir. Türkiye Cumhuriyetinin çocukları ve gençleri almış oldukları bu kutsal mirası ilelebet koruyacaklardır.

Gençler; Tam Bağımsızlık, Demokrasi, Adalet ve Cumhuriyet emaneti öncelikle sizlerin omuzlarındadır. Bu mukaddes emaneti canınızdan aziz bilip, şartlar her ne olursa olsun, bu aziz vatanınıza sahip çıkacaksınız. Hz. Kur’an dan, İslam’ın Yüce Peygamberi Hz. Muhammed Mustafa(S.A.V.)’den ve tarihinizden ilhan ve dersler alarak, kendinizi yetiştirecek ve Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini çok, çok okuyacaksınız ki, sizlere kast eden ve edecek olan düşmanlara karşı gücünüz, imanınız ve azminiz asla kaybolmasın.


Ay-Yıldızlı Şanlı Bayrağımızın dalgalandığı bu topraklarda yaşamak hepimiz için, çocuklarımız için ve gelecek bütün nesillerimiz için en büyük ve kutsal bir haktır. Bu durum Allah’ın izni ile ilelebet böylece devam edecektir.


Bu duygularla varlığımızın ve bağımsızlığımızın teminatı Cumhuriyetimizin 87.Yılını kutlamanın huzur ve güveni içerisinde TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’nin sonsuza kadar güçlü, hür ve bağımsız olarak yaşaması azim ve kararlığıyla Büyük Türk Milleti'nin bu büyük milli bayramını en içten dileklerimizle kutlarız.


Bu Cumhuriyeti kuranlara ve Cumhuriyetimizin, Milli ve Manevi Değerlerimizin yaşaması için canlarını hiçe sayarak fedakârlık yapanlara Allah’tan rahmet, sonsuz sevgi, saygı ve şükranlarımız arz ederiz.


“CUMHURİYET BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN”

Muhammet YAVRUOĞLU
Araştırmacı Yazar

Ayasofya CAMİ; KİLİSE olmuş

Ayasofya Camii'nde; Hıristiyanların ayin yapmasına izin verildi



Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü, 7 yüzyıl ibadet edilen Ayasofya Camii'nde Hıristiyanların ayin yapmasına izin verdi.


Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü; Bursa'nın İznik ilçesinde bulunan, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün cami olarak tanımladığı Ayasofya'yı resmi yazışmasında kiliseye çevirdi ve 700 yıl ibadet edilen Ayasofya Camii'nde Hıristiyanların ayin yapmasına izin verdi.


Ayasofya Camii, kilise olarak kullanılmakta iken, Osmanlı Devleti'nin ikinci padişahı Orhan Gazi tarafından 1331 yılında camiye çevrilmiş, bu amaçla kullanılmak üzere Mimar Sinan tarafından gerekli değişiklikler yapılarak tamir edilmişti. Ayasofya, tapu, imar ve eski eser kayıtlarında cami olarak kayıtlı bulunuyor.


ALMANLAR İSTEDİ


Alman yetkililer; Federal Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulf ve eşinin Türkiye'yi ziyaretlerinden önce St. Paul Kilisesi'nde ayin yapılması konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı'ndan izin istedi. Bakanlık, söz konusu talebi inceledi ve 20 Ekim 2010 tarihinde Alman yetkililere bilgi yazısı gönderdi. Bakanlık, Bursa İli, İznik İlçesindeki Ayasofya Kilisesi'nin, ayin yapılmasına izin verilen mekânlar olarak belirlendiğini açıkladı!


BAKANLIK AYASOFYA'YI KİLİSE YAPTI !


Kültür (ve Tabiat) Varlıkları (Koruma) ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Abdulkadir Karaoğlu, tarafından gönderilen yazıda, şöyle denildi:


“Ülkemizdeki bazı kutsal mekanların inanç turizmi kapsamında Hz. İsa'nın doğumunun 2000. yılı münasebetiyle hac yeri olarak tanıtılması ile ilgili olarak (...) kurumlara bildirilmiştir.


Bu doğrultuda kültür turizminin yanı sıra alternatif olarak inanç turizminin de geliştirilmesi amacıyla Dışişleri Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Bakanlığımızca konu ele alınarak, İzmir İli Selçuk ilçesindeki Meryemana Kilisesi ile St. Jean Bazilikası, Kapadokya'daki Derinkuyu Ortodoks Kilisesi, Kaymaklı Kilisesi, Göreme Kılıçlar Kilisesi, El Nazar Kilisesi, Ürgüp Mustafa Paşa Konstantin Eleni Kilisesi, Avanos Dereyamanlı Kilisesi, Antakya'daki St. Pierre Kilisesi, Antalya ili Derme Beldesindeki St. Nikola Kilisesi (Noel Baba Müzesi) Mersin İli Tarsus ilçesindeki St. Paul Kilisesi, Isparta ili Yalvaç ilçesindeki St. Paul Kilisesi, Manisa ilindeki Sardes Örenyeri, Bursa ili İznik İlçesindeki Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı ile Denizli İli Laodicea'daki kiliseler gerekli bakım, onarım, düzenleme ve restorasyon çalışmaları yapılarak, ayin yapılmasına izin verilen mekanlar olarak belirlenmiştir. Söz konusu mekanlarda ilgili valiliklerden önceden izin alınması kaydıyla ayin, dua, dini içerikli sempozyum vb. gibi etkinliklerin düzenlenmesi uygun görülmektedir.”



KAYITLARDA CAMİ


Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın kilise olarak tanımladığı Ayasofya, Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün mülkiyetinde bulunuyor. Dönemin Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Ruşen Balta zamanında VGM’ce Ayasofya Camii'nin müze olarak kullanılmak üzere Kültür Bakanlığı'na tahsisine onay vermemişti. Ruşen Balta (Gn. Md. Yrd)tarafından imzalanmış, 13 Şubat 1995 tarihli Vakıflar genel Müdürlüğü yazısında, söz konusu alanın tapu, imar ve eski eser kayıtlarında cami olarak kayıtlı bulunduğuna dikkat çekilmişti.


Söz konusu yazıda; 2762 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 10 maddesinde; tahsis edildikleri maksada göre kullanılmaları gerektiğine dikkat çekilerek,


“Bu bakımlardan, söz konusu Ayasofya Camii'nin müze olarak kullanılmak üzere Kültür Bakanlığı'na tahsisi mümkün olamamaktadır” denilmekteydi.


TAPU SENEDİNE GÖRE DE CAMİ


Ayasofya Camii; Bursa'nın İznik ilçesi Mahmut Çelebi Mahallesi Atatürk Kılıçaslan Caddesi'nde yer alıyor ve tapusu 1331 yılında kurulan Orhangazi Vakfı'na ait... Tapu senedinde, söz konusu alanın niteliği, “Ayasofya’yı Sağir Cami ve Arsası” olarak gösteriliyor.



Yeni Akit


Kaynak: www.timeturk.com - 28 Ekim 2010 Perşembe - 16:35

TE-MA TRABZON’DAN “SİTEM” BİLDİRİSİ

TE-MA Trabzon Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Coşkun ERÜZ, Bildiriyle Yeniden Hazırlanmakta Olan Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununa Vurgu Yaparak, Tutumlarından Dolayı Bazı Çevreci Kesimlere Sitem Etti.



Bildiri aynen şöyle:


"BAŞ SAĞLIĞI ve GÖZÜNÜZ AYDIN İLANI !!!"


Merhabalar dostlar!


Yıllardır ekolojik öneme sahip doğa ve kültürel alanları özveri ve yoğun emekle korumaya çalışan arkadaşlara baş sağlığı, her şey insan için diyen çıkar grupları ve doğa koruma adına yapılan her şeyi abartarak, arı kovanına çomak sokup, yıldırımları üzerimize ve koruma kurullarının üzerine çekmeyi başaran doğa severlere! de gözünüz aydın diyorum.


Süme altında tutulan ve acele edilmeyen Tabiatı Koruma Kanunu, son gelişmeler sonucu, acele ile ilk tasarıdan da daha korkunç düzenlemelerle kanunlaşmak üzere meclise getiriliyor.


İstenen oldu ve artık Koruma Kurulları ve uzmanlar hiçbir doğal değer yada ekolojik önemli olan alanı inceleyip koruma kararı alamayacak. Bu kararları 16’ sı kamu kurum idarecisi, 2 uzman ve 2 STK temsilcisinin olduğu 20 kişilik bir kurul verecek. Bu kurullar Çevre Bakanı Sayın Veysel EROĞLU'na bağlı olacak. Yani çevreyi korumak için alınan kararları iptal için mahkemeye vermeyi düşünen Çevre Bakanına bağlı olacak!


Unutmayınız ki, hiçbir yerel uzman ( Çevre ve Orman Bakanlığı uzmanı dâhil) amirlerinin oluru olmadan bir alanın korunması gerektiği konusunda rapor yazamaz. Yazsa da uygulamaya sokamaz.


Kaleye dışarıdan salvo atışı yapmak yerine kaleyi içten fethetmeye çalışarak, uzmanlarla birlikte özverili ve de bilimsel gerekçelere dayalı olarak pek çok doğal ve kültürel eser ve alanın korunması için çalışan, bir kısmını başaran ve de bir çoğu için çalışmaya devam eden arkadaşlarımız ve bizlerin çalışmaları ne yazık ki anlamsız hale gelmektedir. Çünkü tüm koruma kararları yeniden gözden geçirilerek, atanmış idarecilerin olacağı yeni kurullar koruma alanlarını iptal edecek ya da korumanın hukuken anlamsız hale geleceği şekle sokacaktır.


Yaşanan gelişmelerin bu safhaya gelmesinde emeği geçenlerin, oturup tekrar düşünmesi ve tüm ülkeyi tehlikeye sokacak gelişmelerin (yeni yasal düzenlemeler ve kurullara uygulanan baskılar) durdurulması ya da tehlikenin azaltılması için ne yapılabileceği konusunda kafa yormasını rica ediyorum. Bir dereyi, bir dağı, bir tarihi eseri kurtarmanın coşkusunun oluşturacağı etki ve tepki tüm ülkeyi tehlikeye sokacak çığ felaketinin oluşmasına neden olmamalıdır. Ama Türkiye de oluyor ve olmakta.


Dostlar, moralim çok bozuk, Doğu Karadeniz’de ekolojik önemi ya da tarihi özellikleri açısından kesinlikle korunması gereken birçok alanla ilgili yapılan çalışmalar ve alınacak kararlar (artık karar alınır mı ?) anlamsızlaşmakta, emekler boşa gitmektedir.


Sözün bittiği noktadayız.


Yılardır iyi niyetli ve objektif olarak doğal değerlerin korunması için emek veren, mücadele eden herkese teşekkürlerimi sunuyor, olayların bu hale gelmesine neden olanlara ise gözünüz aydın diyorum. Söylenecek çok şey var ancak çok konuşmanın bir anlamı yok!


Lütfen bu ülkeyi seven gerçek doğaseverler, iyi düşünüp, danışıp, doğru karar vererek hareket etsinler. Yoksa ucu dönüp dolaşıp bize ve bu canım cennet vatanın değerlerine dokunuyor.


Ülkesini seven, Ülke malı, Devlet malı deniz demeyen, gücü olan, siyasi parti, STK’ lar ve karar verme mekanizmalarına etki edebilecek insanları tanıyan herkesten TABİATI KORUMA KANUNU'nun bu haliyle (Uzmanlar dışında karar vericilerin koruma kararı almasının sağlanacağı ve gerektiğinde değişiklikle bozulmayan yapı) geçerek ülkenin tüm doğal değerlerinin tehdit altına girmesinin önlenmesi için kişisel ve de mümkünse ortak hareket ederek bir şeyler yapmasını önemle rica ediyorum. Yoksa yarın ne mahkeme ile ne de kurul kararı ile hiçbir doğal değeri korumayacağız ve de bu cennet ülkenin ekolojik zenginliğinden hiçbir şeyi gelecek nesillere bırakamayacağız.


Saygılarımla…


Yrd. Doç. Dr. Coşkun ERÜZ
TE-MA Trabzon

Vali Dr. Recep Kızılcık, müzik dinletisini izledi

Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Trabzon Sanat Evini ziyaret edip Karadeniz Teknik Üniversitesi konservatuar grubunun sunmuş olduğu müzik dinletisini izledi.


Beraberinde Belediye Başkan Vekili Ergin Aydın ve KTÜ Rektör Yardımcısı ile konseri izleyen vali Kızılcık, burada yaptığı kısa konuşmada, Trabzon’un tarihi ve kültürel geçmişine vurgu yaparak, kültür ve sanat şehri Trabzon’da bu tür etkinliklerin giderek artacağını söyledi.



Vali Kızılcık ayrıca Trabzon Valiliğine bağlı olarak hizmet veren Tevfik Serdar Kültür Merkez’inin de önemine vurgu yaparak, özellikle başta üniversite camiası olmak üzere tüm Trabzonluların bu merkezden faydalanmalarını istedi. (V.B.)

Japon-Türk Kalkınma Vakıf Heyetinden Vali Kızılcık’a Ziyaret

Japon-Türk Ekonomi Kalkınma Vakfı Başkanı Khinoshita Yasuhiko, Yönetim Kurulu üyeleri ile Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık’ı makamında ziyaret etti.

Trabzon’un büyük projelerinden Akyazı Spor Kompleksi ile Çömlekçi Mahallesi Kentsel Dönüşüm Projesi ile alakalı olarak Trabzon Belediyesinin misafiri olarak Trabzon’da bulunan Japon-Türk Ekonomi Kalkınma Vakfı Başkanı Khinoshita Yasuhiko, Yönetim Kurulu üyeleri ile Vali Dr. Recep Kızılcık’ı makamında ziyaret etti.

Heyetin kendisini ziyaret etmesinden duyduğu memnuniyeti ifade eden Vali Kızılcık;


“Gündemimizde olan Trabzon’un bu iki büyük projesi bizim için çok önemli projelerden sadece iki tanesidir.


Özellikle spor deyince akla Trabzon gelmektedir. Bu vesile ile Akyazı Projesi Trabzon’un ufkunu açacak bölgesinde hatta ülkemizde vizyon bir proje olacaktır” dedi.


Zengin bir ticari geçmişe sahip olan ilimizin gelecekte bu özelliğini daha da ileri noktalara taşıyacağına vurgu yaparak;


“Ticari ve transit nakliyat faaliyetlerinin yapıldığı Limanın da içinde olduğu Çömlekçi Semtinin böyle bir proje ile yenilenip modern çağa uygun bir şekilde dizayn edilmesi de bizleri çok mutlu edecektir.


Ümit ediyorum ki, Türk-Japon işbirliğinin bu alandaki başarısı çok yakın zamanda ortaya çıkacaktır” dedi. (V.B.)

KEİPA’NIN 36. GENEL KURULU, 1 KASIM’DA TRABZON’DA YAPILACAK

Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi(KEİPA)’nın Başkanlık Divanı, Daimi Komite ve Genel Kurul Toplantıları TBMM’nin ev sahipliğinde 01.05 Kasım 2010 tarihinde Trabzon’da yapılacak.


Türkiye Büyük Millet Meclisi(TBMM) Başkanı Mehmet Ali ŞAHİN ve beraberindeki heyet, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenterler Asamblesi (KEİPA)’nın 36. Genel Kurul Toplantısına katılmak üzere 01 Kasım 2010 Pazartesi günü saat 18.50 uçağı ile Ankara’dan Trabzon’a gelecek.


TBMM Başkanı Mehmet Ali ŞAHİN’in Trabzon’u ziyaretleri sırasında; 02 Kasım günü Trabzon Valiliğini, Trabzon Belediyesini ziyaret edecek, TUSKON’un ev sahipliğinde düzenlenen “Karadeniz İş Forumu”nun Açılış törenine, 43. Asamble Başkanlık Divanı toplantısına, Basın İlan Kurumu Trabzon Şubesi Yeni Binası’nın Açılışına ve Türkiye Futbol Antrenörleri Derneği Trabzon Şubesi Ödül Törenine katılacak ve ardından KEİPA 36. Genel Kurulu Katılımcılarına kendisi tarafından verilecek olan resepsiyona katılacak. 3 Kasım günü ise KEİPA 36. Genel Kurul Toplantısı’nın Açılış Törenine ve Bölgesel Ve Uluslar Arası İşbirliğinin Temeli-Kültürler ve Medeniyetler arası Diyalog ve Parlamentoların Rolü Genel Müzakeresine katılacak. Ardından Trabzon Limanı’nı ve 7500 kişilik Perlitli Spor Salonu, Açılır Kapanır Yüzme Havuzu ile Oyunlar Köyü Tesislerini ziyaret edeceklerdir.


KEİPA 36. GENEL KURUL TOPLANTISI…


Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü Parlamenterler Asamblesi (KEİPA) 36. Genel Kurul toplantısı, TBMM Başkanı ve KEİPA Dönem Başkanı Mehmet Ali Şahin başkanlığında 2-4 Kasım 2010 tarihlerinde Trabzon’da düzenlenecek.


2 Kasım 2010 Salı günü Trabzon Novotel’ de gerçekleşecek olan “Karadeniz İş Forumu”nun açılış konuşmalarını TBMM Başkanı ve KEİPA Dönem Başkanı Mehmet Ali Şahin, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık, Karadeniz Ticaret ve Kalkınma Bankası Başkanı Andrey Kondakov ve TUSKON Yönetim Kurulu Başkanı Rızanur Meral yapacak.


Aynı gün Grand Zorlu Otel’de yapılacak olan “Asamble Başkanlık Divanı” toplantısı ve “Daimi Komite” toplantısı gerçekleştirilecek. Ardından, TBMM Başkanı ve KEİPA Dönem Başkanı Mehmet Ali Şahin tarafından Novotel’de akşam yemeği verilecek.


Toplantının ikinci günü KEİPA 36. Genel Kurulu, Zorlu Grand Otel’de toplanacak. Toplantının, açılış konuşmalarını TBMM Başkanı ve KEİPA Dönem Başkanı Mehmet Ali Şahin’in yanı sıra Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, KEİPA Türkiye Delegasyonu Başkanı ve Trabzon Milletvekili Kemalettin Göktaş yapacak.


Toplantının, birinci oturumunda “Prosedür Konuları”, ve “Genel Müzakere: Bölgesel ve Uluslararası İşbirliğinin Temeli-Kültürler ve Medeniyetler Arası Diyalog’da Parlamentoların Rolü”; ikinci oturumunda ise “Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü-KEİ” ve “Ekonomi, Ticaret, Teknoloji ve Çevre İşleri” konuları görüşülecek.


Toplantının, son iki oturumunda, “Hukuki ve Siyasi İşler”, “Kültür, Eğitim ve Sosyal İşler”, “KEİPA Başkan Yardımcısı Seçimi” ve takiben “Mali İşler” konularının tartışılmasının ve oylanmasının ardından, “KEİPA Genel Kurulu 2011 Bahar Oturumu” ve “Başkanlık Rotasyonu” konuları ele alınacak.


Genel Kurulun kapanışının ardından toplantının değerlendirileceği bir basın toplantısı düzenlenecektir. (V.B.)

27 Ekim 2010 Çarşamba

Trabzon’un 549. Fetih Coşkusu

Trabzon’un fethinin 549. yıl dönümü bugün saat 09.00`da Valilik önündeki Atatürk Anıtına çelenk sunumu, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı eşliğinde Türk Bayrağı’nın göndere çekilmesiyle başladı.


 Atapark Zağanos Burcu önünde düzenlenen fetih kutlamalarına, Trabzon Valisi Recep Kızılcık, Garnizon Komutan vekili Albay Dursun Ertuğrul, Trabzon Emniyet Müdürü Feridun Boz, Trabzon Belediye Başkan vekili Ergin Aydın, askeri ve sivil erkân, öğrenciler ve çok sayıda vatandaşlar katıldı.


Trabzon Gerçek Sahiplerinde


Günün anlam ve önemine ilişkin kısa bir konuşma yapan Ulaştırma Yüzbaşı Ercan Eraslan, “İpekyolu’un denize açılan kapısı olan fetih şehri Trabzon’umuz tarihin her dönemine cazibe merkezi olmuş çeşitli medeniyetlere merkezlik yapmıştır. Trabzon bundan 549 yıl önce Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedilerek gerçek sahiplerine teslim etmiştir. Trabzon ‘un fethi İstanbul ve Malazgirt fetihlerinin ardından üçüncü büyük fetihtir” diye konuştu.


4000 Yıllık Tarihimiz Var


Törende konuşan Belediye Başkanvekili Ergin Aydın, "Trabzon, Fatih`in fethettiği, Yavuz Sultan Selim`in yönettiği Kanuni Sultan Süleyman`ın büyüdüğü, Gazi Mustafa Kemal Atatürk`ün üç defa ziyaret ettiği çok önemli bir şehirdir. Bu önem 4000 yıllık tarihi olan kültür, spor, sağlık ve turizm başkenti şehrimiz için halen devam etmektedir” dedi.


Törende sahne alan mehteran takımın dinletisi beğeniyle izlenirken okullarda başarı gösteren öğrenciler Vali Kızılcık tarafından ödüllendirildi.


Konuşmaların ardından tören kız horon ekibi ve Kanuni Mehteran Takımının sunduğu gösterilerle sona erdi.


www.takagazete.com  Tarih: 27.10.2010

HÜSEYİN ALBAYRAK VE MUSTAFA YAZICI'DAN TARİH SOHBETİ

Hüseyin ALBAYRAK ve Mustafa YAZICI, TRABZON'UN FETHİNIN
549.YILDÖNÜMÜ Nedeniyle Trabzon Ortahisar" HÜSEYİN KAZAZ
KÜLTÜR MERKEZİ"nde Trabzonlulara Tarih Sohbeti Sundular.


Trabzon’un Fethinin 549.yılı münasebetiyle 26 Ekim Salı günü Saat 13.00’ de Trabzon Ortahisar Hüseyin Kazaz Kültür Merkezinde; Trabzon Belediyesinin organizatörlüğünde; Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı ve Araştırmacı Yazar Hüseyin Albayrak izleyicilere tarih ziyafeti sundular.

Tarih sohbetine Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Turan, Trabzon Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Ahmet Yoloğlu, Belediye Kültür Müdürü Murat Yetim, DİB eski Hac İşleri Dairesi Başkanı Şükrü Öztürk, Emekli Müftü Ali Kemal Saran, Türkiye Yazar Birliği Trabzon Şube Başkanı,  İbrahim Sağlam, Yazarlardan Haydar Çoruhlu, Kadir yeter, M. Nihat Malkoç, Mazlum-Der Şube Başkanı Mehmet Çınar ve daha bir çok yazar, çizer, halktan pek çok kişi ve Trabzon Affan Kitapçıoğlu Lisesi öğrencileri katıldı.

Oturum Başkanlığını Mustafa Yazıcı'nın yaptığı sohbette Trazon Tarihi ile ilgili çok önemli bilgiler verildi. “Fetih Sohbetleri” programı açılısında, Trabzon tarihinin hakkıyla öğrenilmesi gerektiğine vurgu yapan, Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı;



“5 bin senelik Trabzon tarihi bir yana Trabzonlular olarak Trabzon tarihini hakkıyla öğrenemedik.


Fethin bu yıl 549. yılını kutluyoruz. Hâlbuki Kommenler Trabzon’da 257 yıl kaldı. Onlar buna dayanarak diyorlar ki,Trabzon bizimdir’. Bizim 549 yılımız ne oluyor? Hâlbuki onlardan önce 756. Yıla kadar burada Türk kavimleri vardı. Kemençeyi icat eden Kıpçak Türkleri vardı. Bunlardan hiç kimse bahsetmiyor. Politik olarak Trabzon’un gerçekleri ört-pas ediliyor” dedi.


Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethetmek istemesinin birçok sebebi olduğunun altını çizen Araştırmacı-Yazar Hüseyin Albayrak;


“Fatih, Trabzon’un alınmadığı müddetçe İstanbul’un fethinin yarım kalacağını düşünmüştü. Bu nedenle Fatih, ‘Trabzon; bir yara gibi içimi yakar’ demişti. Bu düşünceyle Fatih, Anadolu’da yeniden Türk hâkimiyetini kurabilmek için Trabzon’u almak istiyordu.


Bunun yanında Trabzon Bizans’ın devamı gibi görülüyordu. Bu düşünceyi kökünden ortadan kaldırmak için Trabzon’un fethi önemliydi. Fatih, 21 yaşında bu iradeyi gösterebilen büyük bir insandı. Bu sebeplerin yanında ticari ve ekonomik sebeplerde vardı” dedi.


Şilt takdimi ve kapanış sırasında davet edilen Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Turan, kürsüye yönelerek yaptığı kıa konuşmada Trabzon’un Fethinin önemine değindi. Başkan Yardımcısı Turan;

“Bu toprakları bizlere yurt olarak miras bırakan ecdadımıza minnet borçluyuz. Onların bu emanetine sahip çıkmak ve fethi, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarmak için böylesine programların düzenlenmesine önem veriyoruz.

Bu kapsamda yapılan 'Fetih Sohbetinden' büyük feyiz aldım. Bizlere önemli bilgiler veren hocalarıma teşekkür ediyorum” dedi.


Bu konuşmasından sonra Belediye Başkan Yardımcısı Turan, Konuşmacı Mustafa Yazıcı'ya ve Belediye Kültür Müdürü Murat Yeter'de Hüseyin Albayrak’a katkılarından dolayı birer plaket takdim ettiler.


Sohbet programının sonunda, Araştırmacı-Yazar Hüseyin Albayrak'a ait, Trabzon Belediyesince bastırılan “Trabzon’un Fethi” adlı kitabını imzalayarak, okuyucularına takdim etti.




HABER ve FOTOĞRAFLAR: Muhammmet YAVRUOĞLU

TARİH SOHBETİNDEN FOTOĞRAFLAR:


































Akçaabat’ta “İstikbal Vakıf Üniversitesi” için YÖK'e Başvuru Yapıldı

Akçaabat'ta kurulması planlanan İstikbal Vakıf Üniversitesi için tüm işlemler tamamlanarak YÖK’e başvuru yapıldı.


Akçaabat Düzköy Yolu üzerinde kurulması planlanan İstikbal Vakıf Üniversitesi için tüm işlemler tamamlanarak YÖK’e başvuru yapıldı. Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur, YÖK’ün Kasım ayı içinde karar vereceğini söyledi. Üniversite 2011-2012 Eğitim-Öğretim Yılı’nda açılmayı planlıyor.


AK Parti Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur’un Trabzon’da kurulmasına öncülük ettiği ikinci vakıf üniversitesi olan İstikbal Vakıf Üniversitesi YÖK’e sunacağı dosyayla ilgili çalışmalarını tamamlama aşamasına geldi.


Üniversite için yer sorunu halledilirken, şu anda hangi fakültelerin açılacağına karar verilme noktasında olunduğu ve bölümlere alınacak olan öğretim görevlilerinin belirlenmesi çalışmalarının tamamlanmak üzere olduğu öğrenildi.


AK Parti Trabzon Milletvekili Mustafa Cumur üniversite kurulmasının A’dan Z’ye en ince ayrıntılarına kadar geniş bir yelpazede çalışma gerektirdiğini belirterek,


"Yer sorununu hallettik. 36 bin m2 kapalı alanı olan Düzköy yolu üzerindeki Tekel binaları vakıf üniversitesine 49 yıllığına devredildi. Şimdi hangi fakültelerin kurulmasının çalışması yapılıyor. Bununla eş zamanlı olarak açılacak olan bölümlere ihtiyaç olan öğretim görevlilerinin belirlenmesi cihetine de gidiliyor. Bu çalışmalara ilişkin dosyanın hazırlıkları sürüyor. Bayramdan sonra dosya tamamlanarak YÖK’e sunulacaktır. Kasım ayında YÖK’e müracaat gerçekleştirilecektir. Gerekli prosedürün tamamlanmasına az bir zaman kaldı. Üniversite gibi çok önemli bir kurumla ilgili çalışmaları yürütürken ince eleyip sık dokuyoruz. Hazırlıkları bir sorun çıkmaması için büyük bir titizlikle sürdürmekteyiz" dedi.


Akçaabat'ın Helvacı Köyü sınırları içerisinde yer alan Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri Anonim Şirketi'ne ait Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğü'nde açılması planlanan vakıf üniversitesinin prosedüre uygun olarak hazırlanan dosyayı tamamlamasının ardından YÖK’e başvuruda bulunulacak ve üniversitenin kuruluşuyla ilgili nihai karar YÖK tarafından verilecektir.


www.akcaabathaber.com  - 26 Ekim 2010 Salı

Erenler Yaylası’ndan Drama Salonuna

Maçka Sındıran Köyü Erenler Yaylası’nda bir Ramazan iftar programında başlayan serüven drama salonuna uzandı.




Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık geçen ramazan ayında Maçka Sındıran köylülerinin davetine icabet edip, köyün 2000 metre rakımlı Erenler Yaylası’ndaki iftar programına katılmıştı. Burada valiye fıkra anlatıp tiyatro gösterisi yapan 14 yaşındaki ilköğretim okulu öğrencisi Salih Kara Vali’nin, “Benden bir şey istiyor musun?” sözü üzerine “Tiyatro eğitimi almak istiyorum” demişti.
Bunun üzerine Vali ilgilileri talimatlandırarak Salih’in tiyatro eğitimi alması sağlandı.


14 yaşındaki öğrencinin tiyatro eğitimindeki ilk dersini izleyen Vali Kızılcık,


“Salih çok yetenekli bir çocuk, en çok arzu ettiği konuda eğitim almaya başladı. Salih’in biraz heyecanlı olsa da çok mutlu olduğunu gördüm. Ben de en az onun kadar mutlu oldum çünkü bir yavrumuz çok arzu ettiği bir isteğine kavuşmuş oldu” dedi.

Salih’in bu eğitimdeki tüm masraflarını devletin karşılayacağını ifade eden Vali Kızılcık Yetiştirme Yurdu’muzda da buy dalda eğitim almak isteyen öğrencilerin bu isteklerini yerine getirileceğini sözlerine ekledi.


Tevfik serdar kültür merkezine eşi Sema Kızılcık ile gelen Vali buradaki diğer branşlarda eğitim gören çocukları da ziyaret etti. Kültür merkezi müdürü Hasan Tahsin Öğretmen’den merkez ve çalışmalar hakkında bilgi alıp kendisini kutladı.



Tevfik Serdar Kültür Merkezinde halen Ud, Keman, Gitar, Çocuk korosu, Çocuk Draması, Yetişkinler Draması, Resim, Ebru, Diksiyon gibi dallarda yaklaşık 200 öğrenci eğitim almaktadır. Ayrıca Kültür merkezinde ilk olarak da bu yıl Karadeniz Bölgesi’nde olmayan Oda Orkestrası Vali’nin talimatı üzerine kuruldu. (V.B.)