Zira Halife Hz. Ömer döneminde yaptırılan mescidin hali içler acısı.
Silvan'ı İslam topraklarına katan şehit sahabelerden iki tanesinin mezarının da bulunduğu manevi yapı, bekçi kulübesi olarak kullanılıyor. Minberi ile sütunları hâlâ ayakta olan tarihi yapı kurtarılmayı bekliyor.
Diyarbakır'ın manevi envanteri üzerinde uzun süren çalışmalar yapan Dicle Üniversitesi (DÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kenan Haspolat, mescidin Diyarbakır fethinden sonra Silvan'da kalan sahabeler tarafından inşa edildiğini söylüyor. Haspolat, 8 bin kişilik İslam ordusunun başında bulunan sahabe İyaz b. Ğanm'ın Diyarbakır'ı fethettikten sonra Silvan'ı alması için 100 kişilik bir süvari birliğini ilçeye gönderdiğini anlatıyor.
Böylesine değerli bir yapının bir mezarlıkta asırlardır unutulmasının tek kelimeyle utanç verici olduğunu belirten Haspolat, bu konuda resmi kurum ve bilim adamlarını üzerlerine düşen görevi yapmaya çağırıyor.
Haspolat, "Diyarbakır'ın özü peygamber ve sahabedir. Bu, eşsiz bir değerdir. Buna sahip çıkmamız gerekiyor" diyor.
DÜ İlahiyat Fakültesi İslam Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Abdurahman Acar ise tarihi kaynaklarda Silvan'da Anadolu'nun ilk mescidinin olduğu bilgisinin yer aldığını söylüyor.
Acar, "Vakıdi'nin 'Fütuhul Cezire ve Habur, Diyarbekir ve Irak' isimli eserini incelediğimizde 'Babbet b. Adiy, Hâkim bin Hişam ve 10 arkadaşını mescitleri onarmak ve Kur'an-ı Kerim'i öğretmek için bıraktı' ifadeleri yer alıyor. Ayrıca ilçe halkının Müslüman olduktan sonra büyük bir kiliseyi camiye çevirdikleri bilgisi var" diye konuşuyor.
ZAMAN - (İsmail Avcı) 10.09.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder