11 Ağustos 2019
(Hicri 10 Zilhicce 1440) Pazar günü kutlamaya başladığımız Mübârek Kurban
Bayramı'nızı tebrik eder, Ülkemiz, tüm İslam ülkeleri ve tüm İnsanlık için
hayırlara vesile olmasını dileriz.
KURBAN BAYRAMI (sorularlaislamiyet.com)
(Y.Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com/blog/kurban-bayrami)
KURBAN BAYRAMI (sorularlaislamiyet.com)
Kurban
Bayramını, her yıl hac ibadetini yerine getiren yüz binlerce mü'min
kardeşimizle birlikte, vecd ve huzur içinde idrak ederiz. Ve bu mübarek
bayramın, bütün İslâm dünyası için fetihlere, hayırlara ve maddi-manevi gelişmelere
vesile olmasını niyaz ederiz.
Cenab-ı
Hakk'a kul olmanın ebedi hazzını namazlarımızla, tekbir ve tehlillerimizle ve
kurbanlarımızla bütün kâinata ilan eder; tükenmez bir şükran ve minnet duygusu
içinde Cenab-ı Hakk'a (C.C.) sonsuz şükürlerimizi arz eder ve mukaddes dinine
bağlılığımızı yenileriz.
Kurban
Bayramı, Hz. İbrahim'in (A.S.) oğlu Hz. İsmail'i (A.S.) kurban etmek istemesi ve Hz.
İsmail'in buna razı olması, sonunda Allah'a karşı gösterilen büyük sadakatin
karşılığı olarak hayvan kurban edilmesinin hâtırasını taşımakta ve mü'minler bu
günlerde kurban kesmek suretiyle, bu iki peygamberin Allah'a (C.C.) karşı verdikleri
başarılı imtihanın sevincini yaşamaktadırlar.
Özellikle
hacca gidenlerin ifa ettikleri hac ibadeti sırasında bu hatıraları diğerleriyle
de takviye ederek Kurban Bayramının sevincini daha büyük bir heyecanla
tadarlar.
Dini
bayramlarımızda, Allah'a kulluğun ve yaratılışın bir borcu olan namazların ayrı
bir yeri vardır. O günde her gün kıldığımız sabah namazından sonra bayram
namazını kılarız. Cemaatle kılınan bu namaza, dini hayattaki yaşantısını büyük
ölçüde kaybetmiş kimseler dahi gelmemezlik edemezler. Çünkü bayram namazları
toplumun manevi hayatında yer etmiş ve gelenek haline gelmiş güzel birer âdet
olmuştur.
Namazda
rütbesi, mevkii, serveti ne olursa olsun, herkes kudret ve rahmet sahibi olan
Allah'a karşı, Onun huzurunda saf bağlayıp, Ona kul olmanın manasını idrak ile
kulluk vazifesini yerine getirir. O kudretin büyüklüğünü tekbirlerle haykırır.
Rahmetin ihtişamını, üzerinde tecelli eden sayısız nimetlerde görüp ruhunda
coşup taşan şükran hissini Elhamdülillah'larla ilan eder. El açıp Rabbine
yalvarır.
Bayramın
"mehabetli" (heybetli, azametli, saygı ve hürmet uyandıran)
sabahında, maziden gelip istikbale ve ebede giden zaman çizgisi içinde kendi
yerini düşünür ve o şeridin böyle saadet dolu kesitlerinde duyduğu hazzı
ebedileştirmek için Rabbine verdiği kulluk akdini yeniler.
Diğer
taraftan bayram namazları, Yaratıcının dergâhında saf saf dizilen mü'minlerin
kardeş olduklarını ilan eden en manalı tablolardır.
Evet,
kardeş ne kadar günahkâr, ne kadar hatalı olsa da yine kardeştir. Zaten o
kardeşlik ruhudur ki, dünyayı on dört asırdır aydınlatan îslâm ruhunu kıyamete
kadar nesilden nesile devam ettirecek.
Namazdan
sonra herkes sevinç içinde birbiriyle bayramlaşır ve arkasında, bayramın ikinci
vazifesini yerine getirmek için kurbanlarını kesmek üzere dağılır.
Kurbanlar
Allah (C.C.) rızası için kesilir. Namazla başlayan Allah'a yakınlaşma, kurbanla daha
ileri merhalelere erişir. Mü'min, kestiği kurbanın kanıyla birlikte
günahlarının da akıp gittiğini, iç dünyasında beliren tadına doyulmaz sevinçle
hisseder. Allah (C.C.) uğrunda fedakârlık yapmanın en güzel örneğini, kurbanıyla
gösterir. Kurban onun Allah'a teslimiyetinin bir işaretidir. Ayrıca kurban onu
ve ailesiyle çocuklarını her türlü bela ve musibetlerden, sıkıntılardan
kurtarmaya vesile olur.
Kurbanların
kesilmesinden sonra sıra kurban etlerinin taksimine gelir. Öteden beri yapılan
taksimatla, etin üçte biri fakirlere, üçte biri komşulara, kalan kısmı da evde
çoluk çocuğa ayrılır.
Böylece
mü'minler bir taraftan Allah'a karşı kulluk vazifelerini yerine getirirken,
diğer taraftan da insanlara karşı mes'uliyetlerini ifa etmiş olurlar. Böylece
insanlar arasında sevgi ve kardeşlik hisleri gelişir. Kin ve düşmanlık gibi
fertleri birbirinden soğutucu duygular kendiliğinden eriyip gider.
Bu
suretle kurban ibadeti, fakirlerin gıda ihtiyacını temin ederken, zengin fakir
kaynaşması gibi sosyal dayanışmayı da sağlar.
Bütün
İslâm âleminde aynı anda milyonlarca Müslümanın kurban kesmesi ne kadar
muhteşem bir manzaradır.
Demek
ki, bunca insan Rabbinin tek bir emriyle harekete geçip, Onun kendilerinden
istediklerini yerine getirmeye hazırdır. Bu hayal ve düşüncenin insana
kazandırdığı manevi kuvvetin derecesini düşünmek kolay değildir.
İşte
bütün mü'minler, İlahi rızaya erebilmek için, güçlerinin ve imkânlarının
müsaade ettiği nisbette birer kurban satın alarak Allah için keserler.
Diğer
taraftan o mü'minler, kurban kesilmesini akıllarına sığdıramayan kimselerin
itirazlarına karşı da hikmet dairesinde düşünerek derler ki:
"Dünya'da her
gün yüz binlerce hayvan insanların günlük et ihtiyacını karşılamak için
kesiliyor. O zaman hayvan sayısında korkunç bir azalma olmuyorsa, Kurban
Bayramında neden olsun? Kurban Bayramında kesilen kurbanların sayısı, diğer
zamanlarda -aynı dönem içinde- kesilenlerin sayısından hiç de fazla değildir.
Çünkü bayrama yakın günlerde kasaplar normal kesimlerini çok azaltırlar."
Kurban
Bayramı'nda kurban eti dağıtımının yanı sıra, sadaka ve hediyelerin de büyük
yeri vardır. Nitekim Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bayram namazı
sonralarında cemaati sadaka vermeye teşvik etmişlerdir. Bilhassa kadınlara bu
hususta ısrarlı teşviklerde bulunmuşlar ve bayramda en çok sevdikleri
zinetlerinden verecekleri sadakaların, günahlarının affına vesile olacağına
işaret etmişlerdir. (1)
Bayram
günlerinde yiyip içmek ve ikramda bulunmak dinimizin mü'minlere tavsiye ettiği
güzel vazifeler arasındadır. Hatta bayram günlerinde oruç tutmak bile haram
kılınmıştır.
Peygamber
Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselam bir Hadis-i Şeriflerinde Kurban Bayramı
hakkında "Teşrik günleri yemek
içmek günleridir." (2) buyurmuşlardır.
Bu
bakımdan namaz sonralarında getirilen teşrik tekbirleri sebebiyle "teşrik günleri" olarak adlandırılan
bayram günlerinde yemek, içmek, neşelenmek, sevincini açıkça göstermek ve
etrafındakilere, bilhassa çocuklara maddi-manevi ikramlarda bulunmak sünnettir.
Bayramlar
neşe ve sevinç günleri olduğu için, içinde günah bulunmayan meşru oyun ve
eğlencelere de izin verilmiştir. (3)
Çünkü bunlar coşkunluğun ve ruh sevincinin işaretidir. Bu heyecan ve hazzın açığa vurulmasıdır.
Çünkü bunlar coşkunluğun ve ruh sevincinin işaretidir. Bu heyecan ve hazzın açığa vurulmasıdır.
Ancak
bu sevinç gösterilerinin ve oyunların gaflet haline gelecek kadar
taşkınlaşmaması lazımdır. Bayramlarda Allah'ın zikrine ve şükrüne ağırlık
verilmesi bundandır.
Böylece
bayram sevinci insanda ve hayatında tecelli eden nimetlere duyulan bir şükre
dönüşür ve bu suretle nimetler devam edip ziyadeleşir. Çünkü "Şükür nimeti ziyadeleştirir, gafleti
kaçırır." (4)
Halbuki
gaflet dairesinde yaşanan sevinçler, geçicidir. O coşkunluk anı geçtikten sonra
geride, o lezzeti kaybetmenin eleminden başka bir şey kalmaz. Bu itibarla, o
lezzeti ve nimetleri ikram eden Allah'a şükredilmelidir ki, nimetlerin
tükenmeyen kaynağına erişilsin ve böylece mü'min İlahi rahmetin daimi
iltifatlarına mazhar olsun.
Bayram günlerinde
uyulmasında büyük faydalar bulunan âdâblardan birkaçı:
Bayram
sabahında erken kalkmak, gusletmek, misvak veya fırça ile dişleri temizlemek,
güzel kokular sürünmek, temiz ve güzel giyinmek, olabildiğince sevinçli olmak,
mü'minlere güleryüz göstermek, sadaka ve hediyeler vermek, bayram gecesini ihya
etmek, evden namaz için çıkarken hiç bir şey yememek ve iftarı (bu sabahki ilk
yemeği), kesilecek kurbanın etiyle yapmak, sokakta açıktan tekbir almak, eve
dönerken camiye giderken kullandığı yoldan başka bir yolu tercih etmek,
mü'minlerle bayramlaşmak ve musafaha etmek, aile fertlerini ve bilhassa
çocukları hediyelerle sevindirmek, bayramın en güzel âdâbları arasındadır.
Bayramın
dördüncü günü ikindisine kadar bütün farz namazların sonunda teşrik tekbirleri getirmek de vacibdir.
Dipnotlar:
(1)
Müslim. Salatü'l-İydeyn:9.
(2)
a.g.e., Sıyam:144.
(3)
a.g.e., Salatü'l-İydeyn: 4.
(4)
İbrahim Suresi, 7; Lem'alar, s. 260.
(Y.Kaynak: https://sorularlaislamiyet.com/blog/kurban-bayrami)
11.08.2019
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder