ŞAİR ve YAZAR NİHAT ÇELİK
Şakir oğlu Nihat Çelik; 1934 yılında Giresun Görele’ye bağlı Aralıkoz Köyünde dünyaya geldi. İlköğrenimine 8 yaşında Görele Merkez Cumhuriyet İlköğretim Okulunda başladı. İlköğrenimini 1947 yılında bitirdikten sonra Görele Orta Okuluna devam etti. Görele Ortaokulunun 266 numaralı öğrencisi olarak, 22.09.1950’de mezun oldu. İlk ve Ortaokula okul süresince köyünden patika yollardan yürüme gidip geldi. Ortaokulda 76 kişilik bir sınıfta öğrenim gördü.
Babası ilçenin tanınmış marangozlarındandı. Anne ve babası Ortaokuldan sonra okumasını istemediler. Ailenin tek oğlu olduğu için O, da onları kıramadığından liseye gidemedi, babasına işlerinde yardım etti.
Ekim 1954’de askere gitti. Yozgat ve Ankara’da askerliğini Yazıcı olarak yaptı. 2.5 yıl askerlik yaptıktan sonra Mart 1957’ de terhis oldu ve baba mesleğine başladı. 27 Mayıs 1960 İhtilalından bir süre sonra kendi adına marangoz atölyesi açtı.
Vatani görevini yaptıktan sonra Görele’deki işinin yanı sıra Ticaret ve Müteahhitlik işleriyle de uğraştı. Uzun yıllar bu görevini sürdürdü.
O tabir caiz ise ağaca hamur misali şekil veren usta bir marangoz, doğramacıdır.
Bir dönem (mülga) DP Görele Gençlik Kolu Başkanlığını yaptı. 12 Eylül 1980 tarihinden önce de (mülga) AP Görele İlçe 2. Başkanlığı yaptı. Görele Spor Kulübü’nün kurucuculuğu ve bir dönem de başkanlığı yaptı. Halen arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Görele Şairler Derneği’nin Başkanlığını yürütmektedir.
Bir dönem geçirdiği ‘motornöron’ rahatsızlığı nedeniyle bir takım sıkıntılar yaşadı. Tedavi gördü. Rahatsızlığı sırasında bağlı olduğu bütün siyasi kuruluş ve sivil toplum örgütlerinden ayrıldı. En son Prof. Dr. Sezer Komsuoğlu’na gitti. Onun yakın ilgisi ile rahatsızlığı düzeldi.
Oğlu Şakir’in 8 yaşlarında iken bir arkadaşıyla çıktığı yüksek gerilim hattına ait elektrik direğinde akıma kapılarak, yanması onu çok etkiledi.
Şakir Çelik; bir 15 Ağustos gününde, 13 metrelik elektrik direğinde 30.000 KW’lik yüksek gerilim hattında cereyana kapılarak yere düşer. Hem vücudu yanar ve hem de vücudu harabiyet geçirir. Hemen küçük Şakir, Trabzon SSK (Şimdiki Fatih D.H) Hastanesine kaldırılır ve burada 42 gün yatar. Sonra daha teçhizatlı olan İstanbul’daki Amiral Bristol Hastanesinde estetik tedavi görür. Burada da 53 gün olmak üzere toplam 95 gün hastanelerde geçer. Küçük Şakir, halk arasındaki hünerli bir el tarafından bugünkü sağlığına kavuşturulur. Bu olayı dizelere geçirir. Şair Nihat Çelik, bu olayı hatırlayınca daha çok duygusallaşır, o yangını unutamaz.
Şair Yazar Nihat Çelik, ilkokuldaki duvar gazetesine yazdığı yazılar ile yazı hayatına başladı. Ortaokul 2. Sınıfta şiir yazmaya ve gençlik yıllarında şiirle ilgilenmeye başladı. Şiirlerini bazı yayın organlarında yayınladı. 10 yıl kadar önce ilgi duyduğu çeşitli konularda araştırmalar yapmaya başladı ve onları çeşitli gazetelerde yayınladı. Şiirde; hece ölçüsüne bağlı kalmaya çalıştı. Dini, Milli ve Tarihi konular ilgi alanlarının başında gelmektedir, ancak daha değişik konularda ve özellikle sevgi, dostluk, vefa, kendi tarzında, aşırıya kaçmamak üzere hiciv denemeleri yaptı. Halen yayına hazır 7 kitap çalışması bulunmaktadır. Araştırmacı Yazar Mustafa Yazıcı’nın ısrarı ile Görele Belediyesi bir kitabını yayınlamak için çalışma başlatmıştır.
Şair- Yazar Nihat Çelik, Göreleli aydınlara öneri getirir, en kısa zamanda Görele’de yeni bir gazete çıkarılmasını arzulayınca buna öncülük eder. Onun önderliğinde Göreleli aydınlar tarafından Görele’de yeni bir gazetenin kurulması çalışmaları başlatılmıştır.
O, ailece Görele İlçe Merkezinde de işyerinin yanında ev sahibi olurlar. Ancak O, köyünü unutmaz, unutamaz, köyünden ayrılamaz. Yılın önemli kısmını yine köyünde geçirirler. Elinden geldiğince köyündekilerin elinden tutmaya çalışır. Zira o; “Hiç ayrımcılık yapmadım” dediği AP Görele İlçesi 2. Başkanlığı döneminde köyüne yol, su, elektrik vs. yaptırmak için çalışır ve başarılı olur.
Ancak, iyilik gariptir derler ya… Köyünden bazı çekemeyenler onun bazı meziyetlerini kabullenemezler ve dedikodu üreterek, onu yıpratmaya çalışırlar. Onlara pek karşılık vermez, ama gönlü kırılmıştır. Hatta köyünden bazıları; “Ha bu Nihat delirdi” derler. İyilik ettiği insanların vefasızlığı nedeniyle onları Allah’a havale etmiştir.
En az 10 yıldan beri araştırmacı yazarlık yapmaktadır. Araştırmacı yazarlığının yanı sıra yaklaşık 300 kadar şiiri bulunmaktadır. Bazı şiirlerinde hiciv formatını kullanmışsa da dizelerinde asla kırıcı olmamış, olamamış, gayet kibar ve methe yakın ifadeler kullanmıştır. Ki; O, kırıcı değil, dostlukların gelişmesine çalışmış, ‘kul hakkı olur’ düşüncesiyle dizelerine hoş anlamlar yüklemiştir.
Trabzon Karikatürcüler ve Mizahçılar Derneği Başkanı Karikatürist Yazar Harun Yavruoğlu, O'nun hakkında; “Geç olsa da tanımaktan keyif aldığım; bu gönlü genç, kalbi zengin ve yüzü güleç Nihat Amca’ya ve düzgün duruşuyla değerli oğlu Şakir Çelik’e saygı ve dostlukla…” diye yazmış.
O gerçekten de vefakâr, güleç yüzlü, Görele için, Ülke için bir şeyler yapabilmenin derdinde… Koşuyor, koşturuyor, yazarları, çizerleri, medya temsilcilerini arıyor, buluyor, irtibatı devamlı genişletmeye çalışıyor. “Ahh! Görele’yi bundan 15 yıl kadar öncesinden görecektiniz. Görele, adeta kültürün merkeziydi. Buradan çok büyük zatlar yetişti. Ve hala daha artarak, yetişmeye devam etmektedir” diyor.
Ve ekliyor; “Kaymakam Bey, Belediye Başkanımız, Belediye Kültür Müdürümüz, Halk Eğitim Müdürümüz birer cevher, bu yıl Düşman İşgalinden Kurtuluş Törenlerimiz; çok dolu olacak ve çok beğenilecek, çünkü bunu gönülden isteyen, çok iyi bir idari kadromuz var” diyor.
O, kültürle uğraşıyor, kültürle yoğruluyor. Kültürle yatıyor, kültürle kalkıyor. Onun bütün derdi, kültürüyle, ekonomisiyle, ticaretiyle, gençliğiyle, milli ve manevi değerleriyle Görele, nasıl kurtulur? Görele, nasıl kalkınır? Görele Türkiye’de ve dünyada layıkıyla nasıl tanıtılır? Bu gönül insanı, güleç yüzüyle ve samimi tavırlarıyla herkesin gönlünü kazanmakta hiç zorluk çekmiyor.
21.06.1934 yılında soyadı kanunu çıkınca ‘Çelik’ soyadını aldılar. Ancak, aslen ‘Selimoğulları’ olarak anılırlar. Şair ve Yazar Nihat Çelik; 7 çocuklu bir ailenin tek erkek evladı olup, ailenin 4. çocuğudur. Askere gitmeden 10 ay kadar önce ailesinin baskısı ile genç yaşta evlendi. Mutlu bir evliliği olan Çelik'in 5.5 yıl kadar çocukları olmadı. Ancak tıbbi müdahaleden sonra çocukları dünyaya geldi. O, halen mutlu bir evliliğin sahibi ve 3’ü erkek ve 2’si kız olmak üzere 5 çocuklu bir aile babasıdır.
MUHAMMET YAVRUOĞLU – 26. 01.2011
Araştırmacı Yazar
GÖRELE
Şu Görele ne güzel,
İsmi dünyaya bedel,
Rus’ları gelmez eder,
İnsanları kahraman;
Nesli için verir can
Gelip görün burayı,
Öne alın sılayı,
Rahmete açık kapı,
En güzel coğrafyası;
Lakin toprağın hası,
En organik tarlası.
Şair Nihat Çelik- GÖRELE
**
ANADOLU
Anadolu sevda dolu,
Biz seçmişiz doğru yolu!
Bizim vatan Anadolu.
Olmaz gayrı sağı solu.
Atalarım kan akıttı
Muarızlar pek sapıttı,
Binlerce yıl böyle geçti,
Muarızlar mı değişti?
Muarızlar hiç değişmez,
Gücümüze yetişemez,
İsteksizdir bizi sevmez,
Varlığımızı çekemez.
Anadolu yar olacak,
Ebed müddet var olacak;
Elbet payidar olacak,
Pek tabii dindar olacak.
Anadolu bal deposu,
Maden-petrol-bor dolusu;
Denizlerle çevrilidir.
Muhteşemdir Hak yapısı.
Örnek oldu yad ellere,
Yan baktırmaz kimselere;
İhaneti edenlere,
Sırtı üstü gidenlere.
Babamdan önce gelirsin,
Torunumdan sevgilisin;
Sevilirsen neşelisin,
Her şeyimi sen verirsin.
Anadolu’m Anadolu’m
Cazibene dolanurum.
Zaten cazip olursun da,
Dik durursan şen olurum.
Şair Nihat Çelik – 29.10.201010
**
ÇANAKÇI
Çanakçı’ya gidelim,
Güleryüzle gezelim,
Tabii havasını
Genzimize çekelim.
Suyu hayat iksiri,
Sizleri yapar diri,
Organik besinleri,
Çanakçı’dan özveri.
Çanakçıya bir varsam,
Defne dalı koparsam;
Dalgınlara açılsam,
Hoş sohbet ortam bulsam.
Kuş köyüne aşalım,
Islıkla konuşalım,
Bin yıllık geleneği
Medyaya taşıyalım.
Kızılalı-Sis dağı,
En güzel olur yağı,
Kuva-i Milliye de
Mücahitler Otağı.
Ege Köyü modern,
Hepsi güzel köylerin,
Gönlü müsterih olur
Çanakçı’yı görenin…
Şair Nihat Çelik – 23 Nisan 2007
**
GÖRELE’DE ŞEHİTLİK
Giresun’da bir tane, Görele’de Şehitlik;
Üçkuyu’ya tepilmiş almışyedi cennetlik,
Cennetlik ne kelime? Hurilerle ön safta,
Göğün katına çıkmış, imrenilir tarafta.
Gök kubbeden bizlere manevi ışık verir,
Arşı temaşa eder, kahramanlık içerir,
Bâtıni görüşümüz her daim güçlenir,
Ufku açık olanlar Şehitlerle hiss’lenir.
En büyük övüncümüz Şehitlikle kaimdir,
Kumyalı’da Şehitlik ebed-müddet daimdir,
Bölgemize özgüdür, iftihara tabidir,
Görele’liler için sırat-ı müstakimdir.
“Dünyaya dönün” dense asla dönmek istemez,
Sahip olduğu makam çoklarına verilmez;
Şehitlik Makamına çok makamlar erişmez,
Allah’ın lütfudur bu, makamlarca mücehhez.
Şair Nihat Çelik-10 Nisan 2010
**
ŞİRİN GÖRELE’M
Doğuda Eynesil, güzel bir ören
Hayran oluyordu seni her gören;
Burada başkadır düğünle tören
Böylece güzeldir benim GÖRELE’m
Yüksek mahallesi var, Çeşmebaşı,
Girişte Soğuksu heyyy Tepebaşı,
Unutmak mümkün mü her dağı taşı,
Hayalden çıkmaz ki yiğit GÖRELE’m.
Hatırlatır bize kandan boyunu,
Sanki içiyorsun yayla suyunu,
Kemençe’nin gayri sürer yayını,
Şenleniyor herkes, güzel GÖRELE’m.
Gençleri gurbetçi, kalanlar yaşlı,
Bazıları çiftçi, kimi maaşlı,
Göremezsin burada gözleri yaşlı,
Ağlatmaz kimseyi şirin GÖRELE’m.
Başka türlü olur GÖRELE yazı,
Coşku düzenlenir parkında bazı,
Ortada çalınır kemençe, sazı,
Eğlenir coşar olgun GÖRELE’m.
Mümbit kaynakları, fındıkla çayı,
Fındığı toplanır Ağustos ayı,
Örneği bulunmaz gezsem dünyayı,
Mümkün mü unutmak seni GÖRELE’m.
On Üç Şubat’tadır Kurtuluş Günü,
Herkese şamildir halkın dğünü,
Dolar taşar, kaynar Konağın Önü,
Hep beraber olur o gün GÖRELE’m.
Cennet’ten köşedir bütün etrafı,
Çok cana yakındır dürüst insanı,
Gelende bırakır güzel bir anı,
Böylesine bambaşka şeffaf GÖRELE’m.
Nice yiğit insan vurmuş, vurulmuş,
Birçok ailenin ufku kırılmış,
Gün gelmiş de onlar dostça sarılmış,
Dargınlar barışmış huzur GÖRELE’m.
Rengârenk oluşmuş sahilde parkı,
İçinde gezersen anlarsın farkı,
Çalınır arada güzel bir şarkı,
Duygulanır coşar, coşkun GÖRELE’m.
Burada yetişir yiğidin hası,
Şehittir cephede büyük babası,
Dünyaya nam salmış Osman Ağası,
Giresun İlçesi Gazi GÖRELE’m.
GÖRELE’ME birkaç fabrika yapın,
Gençleri gurbete etmesin akın,
Sitemime kimse kızmasın sakın,
Kalkınıp büyüsün Ulu GÖRELE’m.
Pazaryeri yakın biraz limana
Hanife anamdan buyur limona,
Dünyayı değişmem GÖRELE’m sana,
Hayranım adına mümbit GÖRELE’m.
Hendekbaşı biraz daha yüksektir,
Gençleri yiğittir, gözü de pektir,
Giresun içinde GÖRELE’m tektir,
Dillere destandır tutkun GÖRELE’m.
Heüllü-Hepbirli kültürür yüksek,
Hep kardeş olmuşlar, temaslar dirsek,
İlleri gezsek, örnektir desek,
Dengi bulunmaz ki mümtaz GÖRELE’m.
Ortasında akar Büyük Deresi,
Görülmeye değer her bir zerresi,
Eksik olmaz ki hiç sebze meyvesi,
Bereket fışkırır süslü GÖRELE’m.
Pazar kurulur, günlerden Salı,
Sayfiye’yle eşit düzlük Kumyalı,
Sanırsın ki elle dokunmuş halı,
Böylesine caziptir Yeşil GÖRELE’m.
Soğuksu yukarı diyorlar Kaba,
Ninem tarlasında yapıyor çapa,
Görecek miyim bir daha acaba,
Yemyeşil bahçeler zümrüt GÖRELE’m.
Limana uzanıp karşıdan bakmak,
Ayağım denize çıplak uzatmak,
Mümkün değil seni bir an bırakmak,
Aşığım vasfına nazlı GÖRELE’m.
Altın gibi parlar fındık harmanı,
Yemyeşil süslenmiş dağı, ormanı,
İsterdim kardeşim gelip görmeni,
Güzeller diyarı cazip GÖRELE’m.
Dileğim odur ki; denizde yüzmek,
Parkında çay içip, sahilde gezmek,
Senden ayrılmadan seninle ölmek,
En son arzum kalan GÖRELE’m.
Yirmi üç tanedir, EN’leri çoktur,
Bu önemli EN’ler illerde yoktur,
Hassasiyetleri tarihte boldur,
Sempozyuma layık kültür GÖRELE’m.
Batısında Harşit-Tirebolu var,
Rus’lara olmuştur burası mezar,
HARŞIT’IN GÜCÜ VAR, Ordular kadar,
Rus’ları linç etti güçlü GÖRELE’m.
Kamu görevlisi açsın gözünü,
GÖRELE’yi seven bilir özünü,
Sempozyum yaptırsın, söyler sözünü,
Kapalı kalmasın, gözde GÖRELE’m.
Şair Nihat Çelik – GÖRELE
**
MÜCRİM
Deden ölür gelmezsin,
Mesuliyet duymazsın;
Vecibelerin yok ki,
Kuru saman gibisin
Ninen ölür gelmezsin,
Silsileni sevmezsin;
İnkârcının tekisin,
Zavallı biçaresin.
Amcan ölür gelmezsin,
Şov’a merak sararsın,
Hatırlı biri ölse,
Baştankara dalarsın.
Tenakuzlar içinde;
Şaşkın ördek gibisin;
Acınacak haldesin,
Cüceleşmiş mücrimsin.
Şair Nihat Çelik- 03.08.1997
**
HABER ve FOTOĞRAF: Arş. Yazar Muhammet YAVRUOĞLU-31.01.2011
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder